Son dönemde Doğu Akdeniz’de yaşanan olaylara ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik başlattığı saldırıya ilişkin üniversitemiz tarafından basın açıklaması yapıldı. 29 Eylül 2020 tarihinde Ahi Evran Kongre ve Kültür Merkezi Aşık Paşa Salonunda gerçekleşen basın açıklamasına Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gökbel ve öğretim elemanları katıldı. Basın açıklaması üniversitemiz adına İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim elemanı Arş. Gör. Dr. Burak Güneş tarafından okundu. Yapılan basın açıklamasında Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarına yönelik faaliyetlerinin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklarına dayandığı ve yaklaşık 30 yıldır Ermenistan işgalinde bulunan Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu vurgulandı.

Güneş: “Türkiye, Uluslararası Hukuktan Kaynaklanan Egemen Haklarını Sonuna Kadar Kullanma Yetkisine ve İradesine Sahiptir”

Uluslararası hukukun temel aktörü olarak devletlerin, üç temel ülkesi bulunduğunu söyleyen Güneş, uluslararası hukukun her bir ülke üzerinde devletlere bazı egemen haklar tanıdığını anlattı. Güneş, bu bağlamda değerlendirildiğinde Türkiye’nin kendi deniz ülkesinde uluslararası hukuktan kaynaklanan egemen haklarını sonuna kadar kullanma yetkisine ve iradesine sahip olduğunu kaydetti.

Güneş: “Uluslararası Hukuka Göre Devletler Sorunlarını Dostça Çözmelidir”

Doğu Akdeniz’deki durumun son dönemlerde güncelliğini artırarak gündemdeki yerini koruduğuna dikkat çeken Güneş, Doğu Akdeniz’deki temel sorunun deniz yetki alanlarının belirlenmesi olduğunu anlattı. Güneş, Yunanistan’ın Türkiye’yi yok sayarak uluslararası hukuku görmezden geldiğini, uluslararası hukuka göre devletlerin aralarındaki sorunları dostça ve hakkaniyete uygun olarak çözmeleri gerektiğini belirtti.

Güneş: “Türkiye Doğu Akdeniz’in Önemini Dirayetli Bir Şekilde Göstermiştir”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlere eşlik etmesi için hem deniz hem de hava kuvvetleri unsurlarını görevlendirerek Doğu Akdeniz’in ne kadar önemli olduğunu dirayetli bir şekilde gösterdiğine dikkat çeken Güneş, bu dirayetin bozulmadan devam ettirilmesinin Türkiye’nin hem ulusal çıkarları hem de ulusal güvenliği açısından büyük öneme sahip olduğunu dile getirdi. Güneş açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Askeri gücün yanı sıra Türkiye’nin, diplomasi ve uluslararası hukuk açısından ciddi bir çabanın içine girerek kamu diplomasisi faaliyetleri ile uluslararası her platformda haklılığını dile getirmesi, lobi faaliyetleri yürütmesi ve kamuoyu oluşturması gerekmektedir. Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunan tüm devletlerin ortaklaştığı ikili ya da çok taraflı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) antlaşmaları yapılmalı, geniş ve meşru bir zemin oluşturulmalı ve koordinatları BM Genel Sekreterliği’ne iletilmelidir.”

İşgalci Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırılarına yönelik açıklamalarında yapıldığı basın toplantısında uluslararası hukukun açık ihlali olan ve sivil kayıplara yol açan Ermeni saldırısı şiddetle kınandı.

Güneş: “Ermenistan Dağlık Karabağ Meselesinde Hukuksuzluk Yapmaktadır”

Yüzyıllardır Azerbaycan Türklerine ev sahipliği yapan Karabağ’ın problemli bir bölge olarak lanse edilip işgal edilmek istenmesini dile getiren Güneş, dünya siyasetinin iki kutba ayrıldığı Soğuk Savaş döneminde, bir süreliğine de olsa sükûnetin sağlanarak geçici çözümlerin masaya yatırıldığını söyledi. Güneş, Azerbaycan hükümetinin hiçbir zaman Karabağ’daki haklarından vazgeçmediğini ve Ermenistan’ın hukuki bir dayanağı olmaksızın Karabağ üzerinde hak iddia ettiğini ve Azerbaycan Türklerinin gerek diplomasi gerekse askeri gücü ile cevap vermekten çekinmediğini belirtti.

Güneş: “Azerbaycan’ın Uluslararası Hukuktan Doğan Meşru Savunma Hakkı Vardır”

Azerbaycan topraklarının işgal altında olmasının gerek hukuki gerekse vicdanen yargılanması ve mahkûm edilmesi gereken bir gerçeklik olduğunun altını çizen Güneş, BM Güvenlik Konseyinin ve Genel Kurulunun kararları uyarınca Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan toprağı, Ermeni unsurlarının işgalci kuvvet olduğunun açık şekilde tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı. Azerbaycan’ın uluslararası hukuktan doğan “tek başına ya da ortaklaşa” meşru savunma hakkı bulunduğunu hatırlatan Güneş, bu hakkın BM Antlaşmasının 51.maddesinde de vücut bulduğu şekliyle Azerbaycan’ın “doğal” bir hakkı olduğunu açıkladı.  

Güneş: “Türkiye Daima Can Azerbaycan’ın Yanındadır”

Hukukun ve adaletin bir gereği olarak Ermenistan ve bağlı unsurlarının, hukuksuz şekilde işgal ettiği toprakların kurtarılmasının tüm Türk Dünyasının ve adaleti kendisine kılavuz edinmiş tüm devletlerin omuzlarında bulunan büyük bir sorumluluk olduğunun altını çizen Güneş, Türkiye’nin bu sorumluluğu canıyla ve kanıyla yerine getirmeye çalışan Can Azerbaycan’ın daima yanında olmaya devam edeceğini vurguladı.  

Basın açıklamasının tam metnine ulaşmak için tıklayınız.